Yüzyıllar
önce insanların camın belirli formlarının cisimleri büyüttüğünü fark etmesi ile
ortaya çıkan ve hayatı büyük ölçüde kolaylaştıran optik sektörü, teknolojiye
paralel olarak gelişimiyle şaşırtmaya devam ediyor. İtalyan fizikçi Armati’nin
1280 yılında icat ettiği bir çift dışbükey mercekten bu yana optik sektöründe nelerin
değiştiğini açıklayan global optik markası HOYA’nın Türkiye Satış ve Pazarlama
Direktörü Hakan Kayra, ‘daha iyi görme’ yollarını ararken artık
kişiselleştirilen camların gündemlerinde olduğunu belirtiyor.
13. yüzyıldan
bu yana işlenen camların mercek olarak kullanılıp görme problemlerine çözüm
oluşturması optik sektörünün temelini oluşturmaktadır. Tarihteki ilk
gözlüklerin mercekleri sadece yakını görme problemi olanların işine yaramaktaydı.
Uzağı görme sorunu olanların derdine çare olacak konkav merceklerin üretilmesi
zor olduğu için 15. yüzyıla kadar uzamıştı. Önceden bilginler tarafından sapsız
olarak büyüteç gibi kullanılan optik camlar, 17. yüzyıldan sonra tam anlamıyla
hayatımıza girmiştir. İlk optik dükkanı Philadelphia’da 1783’te açıldığında
ise, henüz optisyenlik mesleği olmadığından müşterilerin sepetin içerisindeki
gözlükleri deneyip göz numaralarına en uygun olanı aldıkları bilinmektedir.
Görüş mesafelerinin değişimine bağlı olarak
optik çözümler değişti
Günlük
hayatımıza bilgisayar, akıllı telefon, tablet, navigasyon gibi cihazların
girmesi, eskiye göre çok daha farklı görme mesafeleri oluşturmuştur. Önceden
sadece yakın ve uzak olarak adlandırabildiğimiz mesafelere akıllı telefonlarla
çok yakın bir alternatif eklenmiş, bilgisayarlarla ise yakınla uzak arası bir mesafe
oluşmuştur. Gün içerisinde ani olarak bu mesafelerden bir veya birkaçına
odaklanmak, eskiye göre bambaşka bir optik çözüm gerektirme ve dolayısıyla sektörü
de buna doğru itmektedir. Hoya Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Hakan Kayra,
teknolojinin gelişimine bağlı olarak ortaya çıkan yeni görüş mesafelerinin
progressive camları hızla tercih edilir konuma getirdiğinin altını çiziyor.
Kayra, ‘Uzak, orta, yakın alanlar
arasında geçişlerde hız ve görüş rahatlığı sağlayan son teknoloji progressive
camlar tercih edilmeye başlandı. Bunun yanı sıra dijital göz yorgunluğunu
azaltmak için Hoya’nın tasarladığı Sync III ürünü, dijitalleşen dünyada gözde
oluşabilecek rahatsızlıkları en aza indiriyor. ‘ diyor.
Kişiselleştirilebilen optik çözümlerle gün
geçtikçe ‘daha iyi görüyoruz’
Optik sektöründe
beklentinin ‘daha iyi görmek’ olması sebebiyle yeni teknolojilerle kendini
sürekli yenileyen bir sürecin içinde olduklarını anlatan Hakan Kayra, artık
görme problemlerine çözüm oluşturmanın yanı sıra kişileştirebilme; kişinin
yaşam tarzına, kafa ve yüz yapısına, tercih ettiği çerçeve modeline ve
taleplerine tam olarak uyum sağlayabilmenin konuşulduğunun altını çiziyor.
Kayra, ‘Farklı reçete değerlerinin
yanında optik camı farklılaştıran birçok farklı parametre var. ‘Kişi daha çok
hangi ortamlarda bulunuyor? Nasıl bir yüz yapısı var? Hangi sporları yapıyor?
Araç kullanıyor mu?’ gibi sorular önemsiz gibi görünse de tasarlanacak olan
camın işlevselliğini büyük ölçüde etkiliyor. Cam üretiminde en yüksek kaliteyi
kolaylıkla elde edebilmek için Hoya iLog web tabanlı sipariş sistemini
kullanmaya başladık. Hoya iLog sahip olduğu sistem sayesinde kişiye özel
üretimin en üst seviyede yapılabilmesi için reçete değerlerinin yanı sıra yüz
tanımlaması, hayat tarzı, aktivite sıklığı ve rutini gibi soruların cevaplarını
alarak öneri ve yönlendirmeler yapıyor. Hoya iLog, en geniş ve rahat görüş
sağlayan, uzak-orta ve yakın alanlar arasında hızlı geçiş ve adaptasyon
kolaylığı sunan camlar üretilmesine olanak veriyor. Kişinin ihtiyaçlarına uygun
en doğru camın üretilebilmesi için son teknoloji ile donatılmış yazılımlar sayesinde
seçilen hammadde ve tasarımları geliştiren HOYA, kişiye özel cam üretiminde
dünyanın lider markalarından biri.’ diyor.
Yorumlar
Yorum Gönder
Tesekkurler