Soma’da yaşanan
maden kazası sonrasında “Soma’ya El Ver Kampanyası”nı
başlatan Türk Eğitim Derneği, Soma’da dünden bugüne gelinen
noktayı ve yapılan çalışmaları 11 Mayıs 2014 tarihinde Soma'da
Anne Olmak
panelinde Soma anneleri ve uzmanlarla birlikte masaya yatırdı.
Gazeteci
İsmail Küçükkaya moderatörlüğünde düzenlenen panelde Somalı
anneler Hidayet Tokgöz ve Leyla Cambal’ın yanı sıra sanatçı
Filiz Akın ve Hacettepe Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve
Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhunde
Öktem yer aldı.
13
Mayıs 2014 tarihinde Soma’da yaşanan maden kazası sonrasında,
14 Mayıs 2014 tarihinde Soma’ya El Ver Kampanyası’nı başlatan
Türk Eğitim Derneği 23-24 Mayıs 2014 tarihlerinde 10 kişilik bir
ekiple saha çalışmalarını başlattı. Kampanyanın
amacı; Soma’da yaşanan maden faciasında babalarını kaybeden
ve eğitim-öğretimin i sürdürmekte olan çocuklara eğitim
bursu, psiko-sosyal destek ve eğitim materyali desteği sağlamaktı.
Türk
Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu panelin
açılış konuşmasında şunları söyledi: “Türk Eğitim
Derneği olarak Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptığımız
protokol çerçevesinde sadece 186 çocuğumuzun eğitim giderleri
için hesaplara para yatırmakla kalmıyoruz. Uzman ekiplerimiz belli
periyotlarla Soma’ya gidiyorlar. İki çocuğumuzu kendi
okullarımıza aldık ömür boyu okutacağız. Diğer
çocuklarımızdan biri özel ilgisi doğrultusunda bu sene aşçılık
okuluna, diğeri uzay kampına gidecek. Onlara yaşamlarında umut
vermeye çalışacağız. Çünkü aynı bizim evlatlarımız gibi
onlar da bize emanetler. Bu nedenle Türk Eğitim Derneği olarak
diyoruz ki biz hala onlarlayız, ya siz?”
Filiz
Akın
panelde Soma’da tanık olduğu yürek burkan öyküleri
aktarmasının ardından şunları söyledi: “Soma’da cok acıklı
hikayeler var. Yaklaşık on bin kişinin etkilendiği tahmin
ediliyor. Çok büyük acılar yaşandı, halkımız bunu derinden
hissetti, gözyaşı döktü. Oradaki anaların bir kısmı
evlatlarını, daha genç anneler kocalarını kaybetti. Biz onların
acılarını alamayız ama yardımda ve katkıda bulunabiliriz. Bu
nedenle Türk Eğitim Derneği olarak bu paramparça hayatlara
dokunmak istedik. Ben TED’in burslu bir öğrencisiyim. TED olmasa
benim hayatım da farklı olabilirdi. Türk Eğitim Derneği bana
güçlü olmayı korkmamayı taviz vermeden hayata devam etmeyi
öğretti. Geçtiğimiz günlerde yitirdiğimiz Enes de büyüyüp
okula gidebilseydi bizim meşalemiz olacaktı. Ben de bir meşaleyim.
Arzumuz Soma’daki çocukların hayatlarına dokunmak, ailelerine
verdiğimiz destekle okuyup başarılı olmaları. Dileriz ki bu
meşale hem onları hem ülkemizi aydınlatsın.”
Somalı
anneler Hidayet Tokgöz ve Leyla Cambal,
Soma’da anne olmanın hem anne hem baba olmak demek olduğunu
vurgulayarak eşlerinin çocuklarını okutabilmek için madende
çalıştığını söyledi. Soma
faciasının unutulmaması ve çocuklarına sahip çıkılması
isteklerini dile getirdiler. Özel işletme ve kamuda sorumluluk
sahibi olanların cezasını çekmesi gerektiğini bir kez daha
vurguladılar. Adaletin yerini bulmasını istediklerini şu sözlerle
dile getirdiler: “Soma’da
anneler dayanması çok zor acılar yaşıyorlar. Bir yandan
eşlerinin, yoklukları bir yandan yetişmesi gereken evlatlar.
Bizler isteriz ki çocuklarımıza olduğu kadar annelerimize de
eğitim seminerleri verilsin desteklensin. Kaygı içinde olmasınlar.
Soma’daki eşler ve anneler psikolojik ve toplumsal baskı
altındalar. Üzerlerine renkli bir bluz bile giyemiyorlar. Türk
toplumunda yalnız yaşayan, eşini kaybeden bir kadının yaşaması
çok zor. Çocuklar resimlerinde mutlaka kömür, siyah, sürekli
koyu renkler kullanıyorlar. Bunun için Soma’ya el verin.”
Hacettepe
Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferhunde Öktem “Soma’da
mutlaka sağlıklı özdeşim nesneleriyle çocukları donatması
gerekir, burslu abilerin ablaların çocukların elini tutması,
onlara el verilmesi bu açıdan da onlar için önemlidir. Halen
oynayan yedi televizyon dizisinde tecavüz sonrası olan aşklar
sevgiler söz konusu. Onlara sağlıklı özdeşim nesneleri
koyamazsak, bu kahramanlarla özdeşim kuracaklar. Bu çok
hırpalayıcı bir tablo ortaya koyacaktır. İnsanları farklı
kılan yere düşmeleri değil yerden nasıl kalktıklarıdır. Bu
noktada toplumumuza büyük rol düşmektedir” dedi.
Önce unutturmamak, sonra da hesap sormak lazım. Böyle acılar bir daha yaşanmasın.
YanıtlaSil