EVHAMLI anneysen sen de oku...

Dün SELPAK sponsorluğunda bir söyleşiye davet edildim. Prof. Dr. Bengi Semerci ile “Anneler, çocuklar ve evham”  konulu oldukça faydalı bir buluşmaydı..

Selpak zaten kendi alanında oldukça iyi ve araştırmacı annelerin ilk tercihi. Özellikle bizim gibi yeni tuvalet alışkanlığı kazandırmaya çalışan annelerin ilk tercihlerinden her zaman...

Bu davet maili geldiğinde çok heyecanlandım zira ben kaygı düzeyi hastalık seviyesinde olan bir annenin kızıyım. Hala eğer yakınlarındaysak ve bir ambulans geçiyorsa sırayla tüm kardeşlerimle bizi o ambulansın içinde miyiz değil miyiz diye kontrol eden bir anne... Hal böyle olunca bende istemesem de emareleri mevcut.

Kızımı her şeyden önce öz güveni olan bir birey olarak yetiştirmek istiyorum, eminim her insan aynı şeyi ister..Ancak farkında olmadan yaptığımız o kadar hata varmış ki...
Bunları detaylı detaylı aktarmak isterim...



- Kaygı çocuğa anneden geçer...

Çocuğa bakan kişinin bakan kişiyi  (anne olduğunu varsayarsak) bütün gün gören gözlemleyen bebek zamanla o tepkilere bakarak hareket etmeye başlar. Mesela en ufak düşmesinde panik halinde onu kucağına almak, hatta çığlık atan biriyseniz sizi gören çocuk en güvendiği kişinin verdiği tepkiyi görerek daha büyük bir korku ve kaygı içine düşer.Ve benzer durumlarda hep aynı tepkiyi verir. 6 ay-3 yaş arası kaygılar son derece normaldir. Özellikle  ayrılık kaygısı. ancak 3 yaş itibari ile kreş çağına gelen çocuk bu duygulardan uzaklaştırılmalıdır.
Annelerin en büyük yapığı hatalardan biri ' -Aaa ama o bensiz duramaz ki!!! Bu cümleyi duyan çocuk kolay kolay anneden ayrılmayacaktır. Aslında ayrılırsa annenin cok kaygılanacağını bilerek onadan ayrılmak ıstemeyektir. O yğzden çocuklarınızı özgür bırakın..Hem sizin hem onun sağlığı için..

 - Çocuğumuzun iyiliğine diye düşündüğümüz bazı şeyler onu kaygılı olamaya itebilir.

Mesela onun ayakkabısını bağlayamayacağını düşünüp hep siz bağlarsanız, tuvaletini yaptıktan sonra kişisel temizliğini yapamayacağını düşünüp hep siz temizlerseniz, banyo yapacağını duşunup siz yıkarsanız ( ki 15 yaşına gelmiş bir çocuğu bile yıkayan tuvalete götüren anneler varmış) ona faydadan çok zarar vermiş olursunuz...Yukarıda da belirttiğim gibi 'o bensiz duramaz ki, o yiyemez ki... gibi cümleler asla fayda sağlamayacak şeyler miş...

-Bir çok sorun sınırları belirleyememekten doğuyor.

Hayatımızda hala süregelen bir sorunun da temel sebebi aslında bu. Karşımızdaki ile , komşumuz ile, arkadaşımız ile sınırlarımızı belirleyememek yüzünden sorunlar yaşamıyor muyuz? Çocuklarınıza ilk bunu öğretmeliyiz aslında... Özellikle günümüzün en sıkıntılı sorunlarından biri aslında..Cinsel istismardan korunmak içinde çocuğunuzun kendi bedeni ile ilgili sınırları da öğretmeli. Kendi istemediği sürece onu kimsenin öpmesine izin vermeyin, siz bile öperken ondan izin isteyin mesela...

gibi cümleleri aktardı değerli Prof. dr Bengi Semerci..Bu arada annelerde sorularını paylaştı.. Bunlarda biri  mesela
-Kızım/oğlum, çişini tuvalete yapıyor ama kakasını asla yapmıyor. 16 saat tuttuğu oldu mesela gibi..

Kaka yı önemli olmaktan çıkarın..Nasıl mı? Bir sağlık sorunu yoksa şayet kendi rızası ile yapmak istemiyorsa eğer onunla inatlaşmayın. Akışına bırakın, bez yerine dışarı kıyafetine kaçırdıysa tepki göstermeyin, korkutmayın. Eğer yapmayı reddediyorsa her gün 5 dakika tuvalette oturmasını sağlayın, oyuncak verin ama orada otursun ve bir düzen oturtmaya çalışın. Ona uygun bir bez olmadığını söyleyin ve asla bezi çıkardıysanız bir daha takmayın...Kakan geldi mi diye onu önemli hale getirmeyin.

eğer diğer katılımcıların yazılarını veya tweet lerini görmek isterseniz aşağıdaki hastag i tıklayabilirsiniz.
Değerli sponsor Selpak'ın katkılarıyla bu söyleşide beni oldukça aydınlatan değerli hocamıza tekrar teşekkür ediyorum.

#SelpakVarsaHerŞeyYolunda 

Ayrıca Selpak filine kızım bayıldı.. :)

**
katılan diğer blogger annelerin yazılarını görmek isterseniz ;) hiç bir cümleyi kaçırmanızı istemem...

KOKOSH ANNE 

LEGA - BE BE

SESSIZLIGI BOZMADAN

BANU'NUN DUNYASI