Anne-bebek forumlarında hayatı payşatığımız sevgili arkadaşım, zorluklara göğüs germiş ama sonunda yavrusuna kavuşmuş sevgi dolu bir güzel anne daha sizlerle....
İşte karşınızda Sibel Anne...
''Benim hikayem uzun aslında anelik serüvenim bayağı meşakkatli geçti ...
ilk anne olacağımı 2007'nin eyül ayında almıştım ve tabi ki çok sevindim istenen ve beklenen bir bebekti. Eşime telefon açtım. Akşamı bekleyemedim bir an evvel sevincime ortak olsun istiyordum. Aradım 'Baba oluyorsun' dedim çok sevindi, akşamına kutlamalar, mutluluktan uçmalar... Tabi gebelik takibi için bir Dr. seçtim ve 7. haftada gittim kese göründü fakat kalp atışları yoktu, olabilir dedi Dr. 15 gün sonra gel dedi tabi ben iyice hamilelik modundayım çok mutluydum. 15 gün sonra kontrole gittim ... Sonrası acı ...Sonrası hüzün .... Bebeğinizin kalbi durmuş dedi ve alınması gerek yani kürtaj...Cok üzüldüm. Ayrıca kontrole eşimde gelmemişti çalışıyordu. Nerden bilebilirdik ki... Eşime telefon açtım yine durumu söyledim o da çok üzüldü. Çok ağladım ve ertesi gün kürtaj için gittim ve bebeğim yoktu artık ....Dr üzülme yine olur gençsin vs gibi beni teselli eden cümleler kurdu, evimize geldik.
İkinci defa anne olacağımı yine aylardan eylüldü ama bu defa 2008 yılıydı. Yani bir yıl sonra yine gelmişti bebeğim. Yine çok mutluyduk. Bu defa başka bi kadın doğumcuya gittim ilk gittiğimde 6 haftalıktı sanırım kese göründü kalp atışı duyuldu bir sonraki kontrol 15 gün sonrası.....Gittim ve aynı acı son bebeğimin kalbi durmuştu olabilir miydi? Olmuştu...İnanmadım. Dr 'Hayır' dedim. 'Yanılıyor olabilir misiniz?' 'Hayır' dedi 'Yanılmıyorum'. Eşimde daha bir üzüldü, bir kez daha yıkıldık tabiki. Kürtaj, ağlama, kabullenememe sahneleri oraları geçiyorum çünkü tekrar üzülüyorum detaya girdikçe.
Sonrası bende ne var, neden kalbi duruyor, arayışlar ve bir sürü taliller ve sonuç kan pıhtılaşması troid rahatsızlığı ...
3. defa anne olacağımı öğrendiğimde günlerden 8 mart 2010 du. Dünya kadınlar günü evde gebelik testi yaptım. 2.çizgiyi gördüm mutlu değildim 'Yine' dedim 'Yine mi Allahım?' Çok ağladım. Çok korktum sevinmedim. Üzüldüm yine mi aynı şeyler olacak? Yine mi diye eşimi aradım. Ağlıorum korkudan 'Hamileyim' dedim. Eşim 'Hayırlısı neyse o olsun ne yaşamamız gerekiyorsa yaşayacağız. Yok yolu dedi ve ertesi gün alanında çok iyi bir riskli gebelik uzmanına gittim. Kese görünmüştüç Dr'um hemen bana rapor çıkarttı. 9 boyunca kullanacağım kan sulandırma iğneleri için her gün aynı saatte kendi kendime yaptğım iğneler ile tam 9 ay geçirdim şükürler olsun rabbime.
Ve doğum anı ... bebeğimi 38+3 te sezeryan doğum ile öğlen 12:45 te 4 kasım perşembe günü o mis kokusunu çektim içime özlediğim beklediğim o kokuyu hasret kaldığım o kokuyu güzel kızım canım özlem kızım adınıda bu sebeple özlem koydum annesinin özlediği beklediği cennet kokulusu cennetteki kardeşlerinin en küçüğü geldi anneciğine.......
Şu an kızım 19 aylık oldu maşallah allahım sağlıklı ömür versin uslu bir çocuk pek zorlandığım söylenemez yada ben ço müsama gösteriyorumdur annelikten hiç bir şikayetim yok.
Kızımı hergün dışarı çıkarırım. Oyun oynaması, sokaktaki kedilerin-köpeklerin peşinden koşar. Benim oturduğum sokağın arka mahallesine götürürüm. Orada çocuklar var onlarla oynar ama hergün dışarı çıkarırım ev de de oyunlar oynarız bebeklerine yalancıktan mama yediririz evcilik oynarız, koşarız. Doğaçlama daha çok oyunlarımız her hangi bir oyuncakla değil eğleniriz kızımla....
Taze annelere tavsiyem sakın bebekleriniz uyumuyor yemiyor, ağlıyor diye kızmayın. Muhakkak bir sıkıntısı vardır. Bize muhtaçlar sadece problemlerini anlamamız için ağlıyorlar. Sabır her zaman güzeldir bebeklere konuşarak büyük insan yaparmısın gelirmisin diyecek hitap etmeliyiz annecim değil kızım/oğlum demeliyiz onlar birey biz yaptık değil kızm /yemedi uymadı gibi cümleler kurmalıyız bu konuyu da aradan çıkarmış olayım ....
İşte karşınızda Sibel Anne...
''Benim hikayem uzun aslında anelik serüvenim bayağı meşakkatli geçti ...
ilk anne olacağımı 2007'nin eyül ayında almıştım ve tabi ki çok sevindim istenen ve beklenen bir bebekti. Eşime telefon açtım. Akşamı bekleyemedim bir an evvel sevincime ortak olsun istiyordum. Aradım 'Baba oluyorsun' dedim çok sevindi, akşamına kutlamalar, mutluluktan uçmalar... Tabi gebelik takibi için bir Dr. seçtim ve 7. haftada gittim kese göründü fakat kalp atışları yoktu, olabilir dedi Dr. 15 gün sonra gel dedi tabi ben iyice hamilelik modundayım çok mutluydum. 15 gün sonra kontrole gittim ... Sonrası acı ...Sonrası hüzün .... Bebeğinizin kalbi durmuş dedi ve alınması gerek yani kürtaj...Cok üzüldüm. Ayrıca kontrole eşimde gelmemişti çalışıyordu. Nerden bilebilirdik ki... Eşime telefon açtım yine durumu söyledim o da çok üzüldü. Çok ağladım ve ertesi gün kürtaj için gittim ve bebeğim yoktu artık ....Dr üzülme yine olur gençsin vs gibi beni teselli eden cümleler kurdu, evimize geldik.
İkinci defa anne olacağımı yine aylardan eylüldü ama bu defa 2008 yılıydı. Yani bir yıl sonra yine gelmişti bebeğim. Yine çok mutluyduk. Bu defa başka bi kadın doğumcuya gittim ilk gittiğimde 6 haftalıktı sanırım kese göründü kalp atışı duyuldu bir sonraki kontrol 15 gün sonrası.....Gittim ve aynı acı son bebeğimin kalbi durmuştu olabilir miydi? Olmuştu...İnanmadım. Dr 'Hayır' dedim. 'Yanılıyor olabilir misiniz?' 'Hayır' dedi 'Yanılmıyorum'. Eşimde daha bir üzüldü, bir kez daha yıkıldık tabiki. Kürtaj, ağlama, kabullenememe sahneleri oraları geçiyorum çünkü tekrar üzülüyorum detaya girdikçe.
Sonrası bende ne var, neden kalbi duruyor, arayışlar ve bir sürü taliller ve sonuç kan pıhtılaşması troid rahatsızlığı ...
3. defa anne olacağımı öğrendiğimde günlerden 8 mart 2010 du. Dünya kadınlar günü evde gebelik testi yaptım. 2.çizgiyi gördüm mutlu değildim 'Yine' dedim 'Yine mi Allahım?' Çok ağladım. Çok korktum sevinmedim. Üzüldüm yine mi aynı şeyler olacak? Yine mi diye eşimi aradım. Ağlıorum korkudan 'Hamileyim' dedim. Eşim 'Hayırlısı neyse o olsun ne yaşamamız gerekiyorsa yaşayacağız. Yok yolu dedi ve ertesi gün alanında çok iyi bir riskli gebelik uzmanına gittim. Kese görünmüştüç Dr'um hemen bana rapor çıkarttı. 9 boyunca kullanacağım kan sulandırma iğneleri için her gün aynı saatte kendi kendime yaptğım iğneler ile tam 9 ay geçirdim şükürler olsun rabbime.
Ve doğum anı ... bebeğimi 38+3 te sezeryan doğum ile öğlen 12:45 te 4 kasım perşembe günü o mis kokusunu çektim içime özlediğim beklediğim o kokuyu hasret kaldığım o kokuyu güzel kızım canım özlem kızım adınıda bu sebeple özlem koydum annesinin özlediği beklediği cennet kokulusu cennetteki kardeşlerinin en küçüğü geldi anneciğine.......
Şu an kızım 19 aylık oldu maşallah allahım sağlıklı ömür versin uslu bir çocuk pek zorlandığım söylenemez yada ben ço müsama gösteriyorumdur annelikten hiç bir şikayetim yok.
Kızımı hergün dışarı çıkarırım. Oyun oynaması, sokaktaki kedilerin-köpeklerin peşinden koşar. Benim oturduğum sokağın arka mahallesine götürürüm. Orada çocuklar var onlarla oynar ama hergün dışarı çıkarırım ev de de oyunlar oynarız bebeklerine yalancıktan mama yediririz evcilik oynarız, koşarız. Doğaçlama daha çok oyunlarımız her hangi bir oyuncakla değil eğleniriz kızımla....
Taze annelere tavsiyem sakın bebekleriniz uyumuyor yemiyor, ağlıyor diye kızmayın. Muhakkak bir sıkıntısı vardır. Bize muhtaçlar sadece problemlerini anlamamız için ağlıyorlar. Sabır her zaman güzeldir bebeklere konuşarak büyük insan yaparmısın gelirmisin diyecek hitap etmeliyiz annecim değil kızım/oğlum demeliyiz onlar birey biz yaptık değil kızm /yemedi uymadı gibi cümleler kurmalıyız bu konuyu da aradan çıkarmış olayım ....
Yorumlar
Yorum Gönder
Tesekkurler