Aslında yazımın başlığı uzun zamandır aklımda, sözcüklerde hazır ama hani ilk cümle gelmez ya...Öyle bir an işte...İçimde kelimeler nasıl sıra sıra bekliyor oysa ki...Başlasam hepsi sıra sıra dizilecek...özlemlerim, kırıklıklarım, korkularım...belkide ben bırakmak istemiyorum...bilemiyorum....
Bahar gelince aslında insan yenilenir, kışın o ölü toprağını atar üstünden, sebepsiz neşe gelir...Güne güneşle uyanmak çok güzel elbet ama ya bütün günün dünle aynı geçecek olma fikri; sanırım güneşin bedenime gönderdiği melotomini düşürüyor... Hiçbirşey yapmak istemiyorum.
....
Babamı özledim...
Cumhuriyet Caddesindeki arkadaşlarımla Cafe Zone'da salata yemeyi özledim, İş çıkışı arkadaşlarımla kahve içmeyi özledim, gece aniden çalan kapıda elinde şarapla gelen Erseni, Özlemi, Gökçeni, Çiğdemi özledim...Sabah bi telaş kalkıp ne giyeceğime karar veremeden apar topar işe gitmeyi özledim...
Özlemek kötü şeymiş yaa...
Hep gidenken şimdi kalan olmak kötü şeymiş...
Baharın geldiği şu günlerde insan geçmişini özlüyor gerçekten ne güzel günlerdi hey gidi hey demekten kendini alıkoyamıyor insan...
YanıtlaSilevet özlem güzeldir,ama geçmişte yaşadığımız ve özlediğimiz şeylerin daha fazlasını gelecekte yaşayacağımız anların umudu,heyecanı daha güzel bence:)
Silmügeciğim özlem gerçekten çok zor 2007 yılında canım babamı kaybettim, çok zor bir duygu, hala babamın geleceği hayali il yaşıyorum, biliyorum ama çok zor gelemiyecek
YanıtlaSilbasınız sağolsun..özlemler hiç dinmiyor ne yazık ki...Allah sizlere uzun ömürler versin
Silevet yazını çok beğendim kaybetmek o yanındayken değerini bilmemek...
YanıtlaSil